Kayıtlar

Aralık, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çevirmen olmak için

Tercümanlık geçmişe dayanan ve geçmişten günümüze asla önemini kaybetmeyen mesleklerden biridir. Günümüzde, bilgisayar tabanlı birçok çeviri platformu faaliyet gösterse de, gerek hatalarla dolu çeviri örnekleri gerek müşterilerin memnuniyetsizliği gerekse karşınızca muhatap bulunmaması durumları insan kaynaklı tercüme hizmetinin önemini vurgulamaktadır. Fakat bu işin eğitimini almak, tercüman sertifikasına sahip olmak veya tercüman olarak çeviri deneyimi sahibi olmak her tercümanı aynı seviyede olduğunu göstermemektedir. Öyle ki, tıbbi, hukuki, medikal, teknik gibi birçok alanda faaliyet gösteren tercümanların tüm alanlara aynı seviyede hakim olması ve terminolojik bilgi sahibi olması ütopik bir varsayımdır. Peki, uzman tercüman sıfatına sahip olabilmek için ne yapılması ya da ne yapılmaması gerekenleri gelin birlikte inceleyelim. Tercümanlık eğitimi içeriği okuldan okula farklılık göstersede aşağı yukarı verilen eğitim ve bilgiler çok farklılık göstermemektedir. Tercüman olma yol

Çeviride efsane hatalar

Tarihçilere göre İkinci Dünya Savaşı’nda ABD’nin Japonya’ya atom bombası atmasının sebebi, Japonya Başbakanı Suzuki’nin sözlerinin yanlış tercümesi. ABD’nin, en az 250 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırılarına götüren süreç şu şekilde gelişti: ABD, Rusya, İngiltere ve Çin’in devlet başkanları 26 Temmuz’daki Potsdam Konferansı’nın ardından Japonya’ya, “Teslim olun” ültimatomunu verdi. Ertesi gün Japon hükümeti konuyu masaya yatırdı. 28 Eylül’deyse Başbakan Suzuki bir basın toplantısı düzenledi ve ültimatoma cevap olarak “mokusatsu” dedi. “Mokusatsu”; Japonca “moku” (sessizlik) ve “satsu” (öldürmek) kelimelerinin birleşimiyle oluşan ve iki anlamı olan bir kelime. Aynı zamanda “yorum yapmamak” manasına gelen kelimeyi, uluslararası basın “aşağılayarak reddetmek” şeklinde çevirince, ABD Başkanı Harry Truman saldırı için düğmeye bastı. Olaylarla alakalı olarak “Suzuki’nin sözleri ne olursa olsun, ABD atom bombalarını kullanacaktı” diyenler ve “Tercüme hatası değildi, Suzuki anlaşmayı

Makine çevirileri

1940’lı yıllardan sonra yavaş yavaş kullanıma giren çeviri makineleri son yıllarda iyice yaygınlaşmaya ve gelişmeye başladı. Özellikle Google Translate gibi önde gelen çeviri makinelerinin son sürümleriyle çevirmenleri dahi etkilemesi kafalarda bir takım sorular uyandırdı: Çeviri makineleri çevirmenlik mesleğinin sonunu mu getirecek? Artık insan desteğine ihtiyaç duymadan da çeviri yapılabilecek mi? Bu robotlar çeviri piyasasını ele mi geçirecek? İnsan Faktörü Aslına bakarsanız çeviride insan faktörünü ortadan kaldırmak pek de mümkün değil. Bu tip makine teknolojileri ne derece ileri giderlerse gitsin, özellikle çeviri gibi iletişimi esas alan bir alanda, insan faktörünün önemi göz ardı edilemez. Zaten bu çeviri makineleri insanların bizzat hazırladığı bir veri tabanına dayanarak çevirileri gerçekleştirir.  Çevirinin temel unsuru olan iletişim, sürekli gelişmekte olan bir olgu olduğuna göre bu veri tabanlarının düzenli aralıklarla yine insan faktörünü devreye sokarak yenilenmesi

Kitap Çevirmek Çok Kazandırır Mı?

Kitap Çevirmenliği denildiğinde aklımıza gelen sorulardan birisi de bu işten iyi para kazanılıp kazanılmayacağı yönünde. Kitap çevirmenliği herkesin de bildiği gibi uzun vadeli bir iş. Peki ya iyi bir kazanç kapısı mıdır? Kitap Çevirmeni olarak çok iyi paralar kazanabilir misiniz? Kitap çevirisi yaptığınızda telif üzerinden mi anlaşırsanız yoksa peşin bir ücret karşılığı anlaşırsanız mı daha karlı çıkarsınız? Tüm bu sorunların yanıtları yazımızda. Aslında durum ülkemizde çok iyimser bir tablo çizmiyor. Birçok ülkede bir kitabın çevirmeni kitabın yazarı kadar el üstünde tutulsa da ülkemizde maalesef çevirmenlerin adı kitap kapağında bile yer almıyor. Bu durumun sonucu olarak da kitap çevirisi yaparak çok iyi paralar kazanılması bir hayalden öteye gitmiyor. Peki Telif Üzerinden Yüzde Hesabı Mı Anlaşmalı Peşin Ücret Karşılığı Mı? Farklı türlerde iki roman çevirisi yapmış birisi olarak ilkinde oldukça heyecanlı ve birazda hayalperest bir yaklaşımla telif hakkı üzerinden an